Futbol ve sermaye ilişkisi-1
Açıkçası nereden başlayacağımı tam bilmiyorum.
Futboldaki sermayenin rolünün artık oyunun içine daha fazla etki ettiği oyuna
kafa yoran herkes tarafından dillendiriliyor. Genel olarak protokol
tribünlerinde, localarda gördüğümüz ve dünyanın herhangi bir ülkesinden gelmiş
genel olarak pardösü giyen isimler bu işte öncü mü?
Satın
alınan futbol kulüpleri şirket olarak mı değerlendirilmeli, içindeki ruh yok
sayılmamalı mı tarzı sorular hep soruluyor ama ben bunlara değinmeyeceğim. Çünkü
bu bana göre çok geniş bir konu, mesela futbol takımlarının formalarına
sponsorluk almaya başlaması bile oyunun ruhunu öldürdüğü olarak düşünülebilir. Biz
olaya biraz daha farklı açılardan bakmaya çalışacağız. Bu yazıyı okuyan herkesin
çevresinde artık daha fazla kişinin yaşadıkları ülke dışından çeşitli futbol
takımlarını desteklediğinin farkındadır. Bu durumun oluşmasında bazı liglerin
dünyanın neredeyse her ülkesinde yayınlanması gösterilebilir mi? Peki o ülkenin
stadyumunu bırakın görmeyi ülkenin sınırları içerisinden bile girmeden o takım
desteklenebilir mi? Maç günleri ekranların başına oturtan veya kendini o takım
taraftarı olarak konumlandırmış bu kişileri bu takımları neden destekliyor?
Benim Türkiye’den gördüğüm taraftarın kendi desteklediği takımlar genel olarak
çok kötü yönetildiği için insanlar daha fazla uluslararası yıldızın oynadığı ve
genel olarak göze hoş gelen futbolu oynayan bu takımları destekliyor. Konuya buradan girme
sebebim bu takımlar artık eskisinden çok daha fazla uluslararası oyuncular
oynatıyor. Bana göre bunun en büyük sebebi bu kulüplerin scouting için çeşitli
ekipleri bünyesinde bulundurması ve ekipten çoğu kişinin yurtdışında çalışması.
Yurtdışında akademi açmak da bu amaca hizmet ediyor ve yurtdışında akademi
açmayı neredeyse bütün büyük kulüpler yapıyor. Peki bunu siyasi hamle olarak mı
yoksa sadece sporcu taraması için yapılmış hamleler olarak düşünebilir miyiz?
Siyasi hamle olarak düşünmemin sebebi football leaks belgelerinde ortaya çıkan Manchester
City akademisi görevlerinin ırkçılıkla suçlanarak altyapı eğitmenlerine daha
fazla siyahi oyuncu çıkarması için baskı yapması. Peki bu kulüpler neden bu
scouting ve akademilerine çok yüksek harcamalar yapıyor? Gelinen süreçte artık
herkes çevresinde olup bitenden haberdar olmak istiyor. Bunu çeşitli firmaların
işe başladıktan sonra belirli bir süre ücretli veya ücretsiz staj olarak işe
alması da buna örnek olarak verilebilir. Oyuncu bonservislerinin çok yüksek
rakamlara çıkması da bu durumu kulüpler için sporcu taramasını zorunlu kılıyor.
Oyunun sermaye ile olan ilişkisine gelirsek bu oyunda sermaye her zaman bir
öncelik oldu. Bu duruma örnek çeşitli yerel iş insanlarının bölgelerindeki
takımlara başkanlık etmeleri veya belediye vb. çeşitli yerel kurumlarca
desteklenmesi.
Peki
ben bu yazıyı neden yazdım? Çünkü artık çok fazla iş insanı ve kurum dünyanın
her liginden takım satın alıyor. Bu olayı çeşitli şekillerde yorumlayanlar var.
Pr çalışması, gelecekte herhangi bir haciz durumuna karşı bir sigorta gibi. Pr
çalışması olarak yorumlamayı ele alırsak; futbol dünyanın en fazla konuşulan ve
izlenen sporu olduğu için başkanların veya yöneticilerin bu durumdan
faydalanarak adeta kulübü bir araç olarak kullanması. Çünkü futbol artık sonu
olmayan ve sürekli reytinglerde en üstte yer alan bir tv dizisi gibi.
Başkanların ve yöneticilerin artık birer kanaat önderi gibi basın önünde
sürekli yer almaları bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Gelecekte herhangi
bir soruna karşı satın alınan kulüpler ise genel olarak diktatörlüğe yakın
yönetilen ülkelerdeki iş insanlarının çevrelerinde gördükleri el koymalara
maruz kalmamak için alınmış bir sigorta olarak düşünülebilir.
Bu
yazıyı burada bitirme kararı alırken, yakında çıkaracağım yazılarımda yukarıda
bahsettiğimiz kulüplerden ve iş insanlarından çeşitli örnekler vermeye çalışacağız.
Görüşmek üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder