Bir zamanlar ‘tiyatrocu’ydum-1
Bir zamanlar ‘tiyatrocu’ydum-1
Her üniversite öğrencisinin
vazgeçilmezlerindendir üniversite kulüpleri. Dans, tiyatro, sosyal sorumluluk,
mühendislik ve spor taraftarlığı toplulukları tarzı kulüpler, hemen hemen her
üniversitede olan kulüplerdir. Üniversite zamanı tercih ettiğim ve 1.5 sene
geçirdiğim tiyatro kulübünün özelliklerinden bahsetmek keyifli olacaktır. Tiyatro
kulübünün her sene nasıl program uyguladığından bahsedelim. Üniversitenin
1.dönemi (güz dönemi); kulübe yeni katılan öğrencilerle tanışma, eğitim süreci,
sahnelenecek oyunun belirlenmesi ve oyunda rol alacak ekibin belirlenmesi
şeklinde geçer. 2. dönem (bahar dönemi); belirlenen ekip ile sahnelenecek
oyunun çalışma süreci ve gösterilerin gerçekleşmesi şeklinde geçer. Okulun
açılmasıyla birlikte ilk 2-3 hafta boyunca stant kurulur. Standı görüp merak
eden öğrenciler, stant kuran kulüp üyelerinden bilgiler alır. Stant ile tanıtım
süreci geçtikten sonra, tanışma günü için tarih belirlenir. Genel olarak kulübe
girmek isteyen öğrenciler; tiyatroyu gerçekten seven kişiler ve üniversite
ortamı yapmak isteyen (tiyatroyu sadece sosyal aktivite olarak gören) kişiler
olarak ikiye ayrılıyor. Eğitimlerde haftalar geçtikte, gelen öğrenci sayısında
azalma oluyor genellikle. İlk hafta tanışmaya gelen öğrenci sayısı, yarı
sayısına inebiliyor.
Eğitimlerin
eğlenceli ve öğretici geçtiğini söylemek mümkün. Her hafta alınan eğitimden sonra
günce yazılması istenir. Günce yazmak isteğe bağlı durumdur. Peki, tiyatro güncesi
nedir? Eğitimden çıkardığımız ders, artılarımızı ve eksilerimizi saptama,
eğitimde geçen anlık olayı kağıda dökme ve eğitimin bize ne uyandırdığını
günlük tutar gibi yazıyla ifade etmedir.
Eğitim sırasında, insanların birbirine karşı saygılı oluşu ve birbirine
karşı değer verişi en çok göze çarpan noktalardan. Siz fikrinizi söylediğiniz
zaman, dikkatle sizi dinleyen insanları görebilmek ciddi anlamında mutlu
ediyor. Günlük hayatta yaşanan kavgaların, gerginliğin, güvensizliğin ve
stresin ardından adeta meditasyon yaşatan bir ortama geçiş oluyor. Her
eğitimden önce mutlaka beden egzersizi ve nefes egzersizi yapılır. Egzersizlerden
sonra sahneye hazır hale gelmiş oluyoruz. Ekip arkadaşına karşı güven duygusunu
geliştirmek amacıyla yapılan eğitimler var. Sahnede gözlerini kapatıp kendini arkadaşına
doğru bırakabilir misin? Arkadaşın seni tutarsa düşmezsin, ama tutamazsa yere
düşersin. Kendine karşı sorumluluğun olduğu kadar arkadaşının da sorumluluğunu
üstlenme duygusunu alıyorsun. Sahne içinde ne derece özgüvenlisin? Yeri
geldiğinde bağırarak maymun sesi çıkarma, yeri geldiğinde hıçkıra hıçkıra
ağlama rolü. Oyunumuzu izleyicilere sergilerken, seyircilerden dikkat dağıtıcı
ses veya hareketler gelmesi olası. Dikkat dağınıklığına karşı çalışmalar da sık
sık yapılıyor. Canlandırdığın role ne kadar konsantresin ve değişime hazırlıklı
mısın? Her alkış sesi geldiğinde, sahneye yeni kişi giriyor. Giren kişi tamamen
farklı olayı canlandırmaya başlıyor. Sahnedeki bütün insanlar, kendi
canlandırdıkları rolü bırakıp, yeni giren kişinin canlandırmasına uymalı. En
etkili ve sevdiğim eğitimler arasında geliyor.
Sandalye kapmaca formatında sarılma çalışmaları da mevcut. Aynı şekilde
alkış sesi geldiğinde, sahnede izlediğin arkadaşına hızlı şekilde sarılman
lazım. Boşta kalan elenir. Verdiğim örnekler, aslında aile ortamı yaratma
açısından oldukça etkili. Sahnedeki arkadaşını anlaman için onu iyi hissetmen
gerekiyor.
Toplam 1-1.5 saat sürecek oyun için
aylarca verilen emeğin değeri çok yüksek. Okuma olayından bahsetmedim. İlk
dönem; tiyatro hakkında daha fazla bilgi almak adına kitaplar okunuyor. İkinci
dönem; sahnelenecek oyunun tarihi, yeri, mekanı, kişilik analizi hakkında
detaylı okumalar yapılıyor. Sahne içi olduğu kadar sahne dışının da çok büyük
önemi var. Işıklandırma, müzik ve seslendirme tarzı destekler gösterinin
yapıtaşlarından birisidir.
Özetleyecek olursam, üniversite yıllarımın en değerli zamanları tiyatro
kulübünde geçti. Her gösteriden sonra izleyicilerden sorular alınır. Gelen sorulardan
da mutluluk duyarız. Tiyatro hakkında bilgi sahibi olan, okuyan ve araştıran
insanların sorularıyla karşılaşınca da saatlerce süren soru-cevap işlemi
gerçekleşir. Üniversitedeki amatör
tiyatronun öğrettiği tecrübeler, gerçek hayatta da etkili olabiliyor.
Sahnelediğimiz oyun, Hristo Boytchev’in Albay Kuş oyunuydu. Bundan sonraki
yazıda, sahnelediğimiz oyunun detayları hakkında bahsedeceğim.
SEMİH ERGEN
Yorumlar
Yorum Gönder